Tatlı dostlarımız Labrador Retriever cinsi köpekleri bilmeyenimiz yoktur. Arkadaş canlısı ve sosyal yapılarıyla yüzyıllardır sadık dostlarımız olan bu canlıların aynı zamanda duygusal, zeki ve sabırlı gibi bir çok iyi yönleri bulunuyor. Yüzyıllardır süregelen birlikteliğimiz nedeniyle onların kökenini ve yapılarını daha çok merak ediyor ve bazı bilimsel araştırmalar yapıyoruz.
Hızlı ve çevik yapıları sayesinde aslında iyi birer avcı olan Labrador Retriver cinsi köpekler, suyu da çok sever. Özellikle geçmişte soğuk sulara çevik bir şekilde dalma ve balık yakalayabilme becerileri sayesinde balıkçıların da en iyi yardımcıları olmuşlardır. İyi bir balıkçı olmanın yanı sıra Labradorlar aynı zamanda harika bir aile dostu, rehber, arama kurtarma görevlisi ve avcı gibi bir çok role bürünebilir. Ancak bugün onlar hakkındaki genel bilgilerden ziyade, bilimsel araştırmalarla ulaşılan bilgilere yakından bakacağız.
Labrador Retriever ismi nereden geliyor?
Labradorlar aslında eskiden ilk yetiştirildikleri bölgelerle yani St. Johns veya Newfoundland köpekleri olarak anılıyordu. Bu bölgedeki balıkçılar, küçük boyutlarda suya yatkın yardımcı arayışında olan farklı türdeki köpekleri çiftleştirdiler. Sonuç olarak ortaya hem insan dostu hem de ataları gibi avlanma yeteneklerine sahip olan bir tür çıktı.
Labrador ismine dair bir iki rivayet bulunuyor. İlk rivayet bir İngiliz Kontu'nun Kanada’ya yaptığı ziyarete dayanıyor. Bu ziyaretinden dönerken Kanada'da gördüğü sevimli bir yavruyu Avrupa'ya getiriyor ve ona Labrador ismini veriyor. İkinci rivayet ise köpeklere ilk görüldükleri bölgede yer alan bir şehrin adının verilmiş olduğu. Kanada'nın kuzeyinde bulunan Labrador kenti, bu köpeklerin anavatanı.
1. Sık sık egzersiz yapmak zorundalar, kapalı alanlarda agresif davranabilirler:
Çevik ve atletik bir yapıya sahip olan bu cinsin üzerindeki enerjiyi atabilmesi için yoğun egzersize ihtiyacı var. Güne en az bir kere uzun bir yürüyüşe çıkarılmayan Labradorlar, nesneleri çiğnemek ve evden kaçmak gibi agresif hareketlerde bulunabilir. Çoğu zaman bu duruma karşı Labrador sahiplenen insanlar sorunlar yaşayabiliyor. Eğer sizin de bir Labrador dostunuz varsa ona hareketli olabileceği bir alan kurmanız gerek, bilginiz olsun.
2. En hızlı köpekler arasındalar:
Saate 20 km hıza ulaşabilen bu köpekler gerçekten de çok hızlı bir koşucu. Tabii ki buradaki koşuculukları, sadece koşmak için üretilen tazılar kadar hızlı değil. Ancak söz konusu hız olunca, Labradorlar bir önceki madde olan enerjik doğaları tam anlamıyla karşılıyor.
3. Evlerine dönmek için zor koşullara dayanmayı göze alırlar:
Labradorlar gerçekten zor koşullara dayanıklı bir cinstir. Kayıtlara göre Jimpa adında kaybolmuş bir Labrador, evini bulabilmek için Avustralya’da 3218 kilometre boyunca yürümek zorunda kaldı. Bu mesafe Labradorların evlerine olan bağlılıklarını ve dayanıklılıklarını göstermek için yeter de artar bile.
4. Tüyleri su geçirmezdir, suya girdiklerinde bile tenlerine çok az su temas eder:
Kalın tüylere ve perdeli ayak parmaklarına sahip olan bu cins, suya oldukça dayanıklıdır. Tüylerinin arasından tenine su teması çok az gerçekleşir. Aynı zamanda tüyleri su tutmadığı için onlara ekstra ağırlık taşıtmaz. Tüyleri her ne kadar soğuk havalar için ona avantaj sağlasa da, tüy dökme mevsimleri geldiğinde sahiplerine gerçekten kabus yaşatırlar.
5. Birer ördek gibi perdeli ayaklara sahiplerdir:
Mükemmel bir avcı olmalarının yanı sıra Labradorlar aynı zamanda suyu da çok sever. Korkusuz bir şekilde soğuk sulara atlayabilirler ve tarihte uzun yıllar boyunca balıkçıların yanında görev almışlardır. Hızlı yüzerler ve akıntılı sularda çoğu insana kıyasla kendilerini daha iyi yönlendirebilirler. Ayaklarında bulunan perdeler ise en büyük yardımcılardır.
6. İnsanlara rehberlik edebilirler:
Boyutları, ortama çok kolay adapte olabilmeleri ve kolay eğitilmeleri sayesinde bu köpekler çoğunlukla rehber köpeği olarak kullanılmaktadır. Örneğin bu alandaki net verileri paylaşan Amerika Rehber Köpekleri Derneği’ne göre toplulukların %70’ine Labrador cinsi köpekler tarafından rehberlik ediliyor.
7. Arama kurtarma konusunda doğuştan uzmanlar:
Labradorlar olağanüstü yetenekleri sayesinde arama kurtarma ekibinde kullanılacak en uygun köpek cinsidir. Diğer pek çok köpek türünden daha iyi koku algılama becerisine sahiptirler ve her türlü ortamda kokuları birbirlerinden ayırt ederek çalışabilirler. İnsanlara olan sevgileri ve itaatkar olmalarından dolayı onlar arama kurtarma ekiplerinin vazgeçilmez köpekleridir. Sahiplerinin kokularını yıllar sonra bile hatırlayabilirler.
8. Kanser olup olmadığınızı anlayabilirler:
Güçlü burunları sayesinde Labradorlar kanseri ilk evrelerinde teşhis edebilmeleri için eğitilebilir. Kanser hücreli örnekler koklatılarak eğitilen bu cinsler daha sonrasında hastanın nefesini, dışkısını ya da kanını koklayarak teşhis koyabilir hale getiriliyor.
Hatta yumurtalık kanserinin ilk evrelerinde teşhis konulabilmesi için hastanın bir Labrador cinsi köpek tarafından koklatılmasına izin verilmesi gerektiği söyleniyor. Yapılan testlerde doğruluk oranı gerçekten de bir hayli yüksek. Bilim insanları, Labradorların kanserli hücrelerde bulunan uçucu organik bileşenler sayesinde teshise yardımcı olabildiklerini belirtiyorlar. Köpeklerden korkan potasniyel kanser hastaları için de şimdilerde aynı teknikle kokuları ayırt eden tıbbi cihazlar geliştiriliyor.
9. Labrador cinsi az daha tükeniyordu:
Bu cinsin neredeyse tükenmek üzere olduğuna inanabiliyor musunuz? 1800’lü yıllarda anavatanları olan Newfound’da eğer bir köpeğiniz varsa, vergi ödemek zorunda kalıyordunuz. Devlet sadece insanların bir tane köpeğe sahip olmalarına veriyordu. Özellikle köpeğiniz dişiyse, daha yüksek vergi ödemeniz gerekiyordu. Bu yüzden bir çok çiftçi, yavru dişi köpeklerini maalesef öldürmek zorunda kalmıştı. Neyse ki bu köpekler Avrupa'ya geldiklerinde o kadar popüler oldu ki cinsin üye sayısı yeniden artmaya başladı.
10. Resmi olarak İngiliz Labradoru ve Amerikan Labradoru arasında ciddi bir fark yoktur:
Ne İngiliz Labradoru İngilitere’den, ne de Amerikan Labradoru Amerika’dan geliyor. Aralarında sadece yapısal farklılıklar mevcut. Mesela İngiliz Labradorlar biraz daha kısa ve iri yapılı olup aile yaşamına daha uygun davranışlar sergiliyor. Bu da onları tam bir şov köpeği yapıyor.
Amerikan Labradorları ise arama kurtarma gibi çeşitli görevlerde çalışmak için daha yetenekli bir yapıya sahip. Genetik olarak bu iki tür arasında da öyle düşünüldüğü gibi bir farklılık yok. İsimlerindeki milliyetler ise ne yazık ki sahiplenme kültürünün yaygınlaşmamasından kaynaklanıyor.
11. Siyah, kahverengi ve sarının dışında iki renk daha Labrador köpeği bulunuyor:
Günümüzde en popüler olan Labradorlar genellikle sarı, siyah ve kahverengi renklerinde bulunuyor ancak tarihte gümüş ve koyu kızıl renginde Labradorlara da rastlanılmıştır. Özellikle gümüş rengindeki Labradorun güzelliği gerçekten göz alıcı olabiliyor ancak bu renkteki Labradorlara çok sık rastlamak mümkün değil.
12. Yavruların renkleri birbirinden farklı olabilir:
Anne ve babalarının renkleri ne olursa olsun, yavru Labrador Retriever yavrularının renkleri birbirinden tamamen farklı olabilir. Yani aynı anneden siyah, kahverengi ve sarı yavru köpekler ortaya çıkabilir. Bu durumu insanlarda da görülen göz rengi çeşitliliğine benzetebiliriz.
13. Ortalama yaşam süreleri
Bir Labrador köpeğinin ömrü genelde 10 ve 14 yıl arası değişiyor. Ancak bu süreyi etkileyen faktörler de mevcut. Bu tatlı dostlarımızın yaşam süreleri aynı zamanda nasıl beslendiklerine, genetiklerine ve sağlıklarına da bağlı. Ortalama yaşam süreleri, yaşadıkları ortamın şartlarına göre değişim gösterebiliyor.